22 ŞUBAT 2020 CUMARTESİ GÜNÜ SAAT 15.30'da Ankara'da Kilis Kültür Derneği Genel Merkezinde, çok sayıda katılımcının olduğu Kilisli Muallim Rıfat Bilgenin ölümünün 67. yıl dönümünda anısına panel yapıldı.
Panele Ankara'da Kilis Kültür Derneğinin salonunda, çok sayıda Kilisli hemşerilerimizin katılımla gerçekleşti. Panele Atatürk ve şehitlerimize saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasından sonra, Panelin açılış ve yöneticiliğini (Moderatör) Kilis Kültür Derneği Genel Avukat Başkanı Zeynel Abidin Oğuzkan yaptı.
İlk konuşmacı Kilis Kültür Derneği Genel Sekreteri İnşaat Mühendisi Mehmet Mısırlıoğlu, Kilisli Muallim Rıfat Bilge'nin Biyografisini anlattı.
İkinci Konuşmacı Emekli Öğretim Üyesi Yard. Doçent Mehmet Yalvaç, Kilisli Muallim Rıfat Bilge'nin Öğretmenliği, Divan-ı Lügat-t Türk'ü, Dede Korkut ve eserlerini anlattı. Üçüncü konuşmacı Emekli Eczacı ve araştırmacı Yazar İbrahim Beşe Türk Dili Tarihi ve Türk lehçesini anlattı.
Panel sonunda panele gelen misafirlere çay eşliğinde pasta ikram edildi.
WEB SİTEMİZ VE YAZARI BELİRTİLMEDEN ALINTI YAPMAK YASAKTIR. HER HAKKI SAKLIDIR.
............................................................................................................................................................................................................................................
ÖGRETMEN OLMAK ŞEREFTİR.
SAYGIDEĞER ÖĞRETMENLERİMİZİN ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLARIZ....
1. OKUMAYA KANMADIM
GEÇEN ÖMRE YANMADIM
KIRK YILDIR MUALLİMİM
ÇOK ŞÜKÜR USANMADIM
Kilisli Muallim Rıfat (1)
.........................................................................................................................
Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi,
seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün,
İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için,
içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit,
çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar,
bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın,
bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi
bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde,
iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî
menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap
ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen;
Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret,
damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927
GAZEL
Kilis mehd-i vücudum, mevlidim, ilk aşiyanımdır.
Kilis bağım, baharım, cennetim, aram-ı canımdır.
Turabı anberim, miskim, taşı yakotum, elmasın,
Suyu ab-i hayatım, evleri kasr-ı cinanımdır.
Ricali ehl-i irfandır, nisai hur-i dünyadır.
Çocuklar akl-ı evveldir, Kilis başka cihanımdır.
Zümrüttür bütün dağlar, muattardır bütün yerler,
Kilis dünyada bir tane makam-ı dilsitanımdır.
Uzak düştüm fakat gönlüm Kilis'ten çıkmadı Rifat
Kilis pek sevgili annem... Kilis ruh-i revanemdir.
Kilis'li Mualiim Rifat BİLGE
1. DÜNYA SAVAŞI VE ÇANAKKALE SAVAŞINDAKİ ŞEHİTLERİMİZİ SAYĞI İLE ANIYORUZ. AZİZ HATIRALARI ÖNÜNDE SAYĞIYLA EĞİLİYORUM.
KİLİS ANILARI
6.8.2009 tarihinde kilisle ilgili anılarımı yazmıştım. Uzun zaman mersin dışında olduğum için duyğularımı aktaramamıştım.
Nihayet beklenen gün gelmiş olacak ki özlemini çektiğim memleketimize ailece tekrar döndük. Babamız o zaman Kadı camisinin arkasında yerden 1 metre kadar yüksekte dükkanlar vardı orada yine köşkerlik sanatını yapmaya başladı. Çok mutlu idi. Tüm esnaf arkadaşları arasında sevilen bir esnaftı.
Bende 7 Aralık ilkokulunda okumaya başlamıştım. Hiç unutamadığım mekânı cennet olsun ilkokul öğretmenim Münire Aktuna
Hepimize bir anne şevkatı ile bakıyor ve ilgileniyordu. İlkokul bitti, Ortaokulu da Hassa ilcesinde bitirdikten sonra, yine bende, bir Kilis sevdası başladı, lise için tekrar Kilise döndüm.
16 -17 yaşlarına gelmiştim. Kilis’im öğle güzeldi ki. İkindi vakti itfaiye arabasının caddeleri sulamasından sonra mis gibi kokan havayı tenefüz etmek. Arkadaşlarla cumhuriyet meydanından santrala kadar şöyle bir tur atmak, hatta birkaç tur atmanın ayrı bir zevki vardı. O yıllarda
Şehre elektrik veren santralın bahçesi de ayrıca bir park gibi idi içinde de 3-4 tane havuzu olan bir mesire yeri idi.
Karataşın havası ayrı bir güzeldi, şimdiki sanat okulunun ve valiliğin bulunduğu yerlerde çok ve şekilli kayalar vardı bahar gelince aileler yine buralara seybanaya gelir ve gelirkende yanlarında gelinlik genç kızlarımızda
Bulunurdu. O zaman evliliklerde genellikle görücü usulü olduğu için buralar bir yerde gençlerin birbirlerini görme beyenme yerleri gibi idi. Benim yaşımdaki arkadaşlarım ve bizden büyük ağabeylerimiz bu güzel anıları hatırlayacaklardır.
Rahmetli ebe hanım Teyzemizin şimdiki PTT’nin arkasında ki yazlık sineması, şimdiki Kız Meslek lisesinin karşında kışlık sineması , ,Özyurt ve renk sinemaları vaz geçilmez eğlence yerleri idi.
Sinema çalışanlarının, oynayan filmlerin afişleriyle süslü kocaman tablayı omuzlarına alıp ellerinde hoperlör yerine tenekeden yapılmış huni şeklindeki aletle sokak sokak dolaşıp filmin reklamını yaparken yapıştırılmış resimleri yakından incelemek ayrı bir zevk idi.
Sinemaların dışında, ara sıra gelen konserlere halk büyük rağbet gösterirdi. Hele bir de dansözü varsa organizatör köşeyi dönerdi, sinema tıklım tıklım dolardı. Sinema çıkış, bir sarğı burma tatlı yemek,bir baklava ve dondurma yemek bu güzel gecenin kaymağı olurdu
Tüm bu eğlencelerin dışında bir de okul tiyatro kollarımızın sahnelediği
Çok güzel eserler vardı, Tabi ki insanlarımız bu gösterilerde büyük önem verirlerdi. Genellikle Özyurt simasında sergilenen bu oyunlarda birçok arkadaşımız birer profesyonel tiyatro sanatçısı gibi oyun sergilerlerdi.
Lisemizin her faaliyetinde olduğu gibi, sayın Yahya efe, Emekli öğretmen ve benim dayım olan Süleyman Özbakış, Abdurrahman Çorapören kardeşimiz ve isimlerini hatırlayamadığım bir çok okul arkadaşlarımız bu geceye renk katarlardı. o zaman 2 seferde ben katılmıştım.
Belediye otobüsü 1960 yılların başında kilis’te çalışmaya başlamıştı. 10 kuruşu verir Kilis’i dolaşır dururduk. Tabiki otobüs sohbetlerinin o zaman ki talebeler arasında ayrı bir yeri vardı.
Beden eğitimi hocamız Yılmaz Bey sayesinde birçok arkadışımız sigarayı bırakmak mecburiyetinde kalmıştı ve ne de iyi olmuş, istersen 100 metreyi 5 saniyede koş 10 metre yükseğe atlı sigarda içtin mi yandın bedenden kaldın. Bu hocamın sayesinde sigaraya alışmadım. Onu her zaman minnetle anarım.
Yıllar sonra birlikte atletizm çalışmaları yaptığım ve koştuğumuz Sayın Em. Bedeneğitmi öğretmeni Sabit Elmacı ile sınıf arkadaşım Em. Veteriner hekim Yaşar Uzel, Em. ÖğretmenAbdullah Kestane ile de tekrar buluşmak nasip oldu. O yıllar Kilis lisesinin bana göre en parlak dönemi idi. Balkan Şampiyonu İbrahim Güneş kardeşimiz lisemizin öğrencisi idi. Öğle kuvvetli bir ekip vardı iki. Her yerden derece ile dönülüyordu. Temennim, hatıralarımızda kalan bu sosyal faaliyetler daha da çıtayı yükselterek devam etsin Güzel Kilis’imin adı ve Kilis Lisesinin başarıları devam etsin.
A.Vahap Keskiner
Em. Başkomiser
FELHAN
Otmandağı eteğidir mekanım.
Felhan toprak,benim soyum,kökenim.
Alibardak çiçeğini severim.
Elvanına hasret kaldım,nedeyim ?
Birikti de harman oldu,hasretim.
Afat vurdu,dönmez oldu cercerim.
Sıla bana ben gurbete küserim.
Haneğine hasret kaldım,nedeyim ?
Kalleş yeli sabahları esmesin.
Kumruya söyleyin bugün ötmesin.
Bacım,gerebiçle kahke etmesin.
Kokusuna hasret kaldım,nedeyim ?
Puharada pir alavı tüter mi ?
Garip göynü soğuk suyla söner mi ?
İşmar etsem Kilis bana gel der mi ?
Vuslatına hasret kaldım,nedeyim ?
25.03.2010
M.Yaşar Üzel
Veteriner Hekim.
Selçuk.İzmir.
KARAKEÇİLİLER
Şanlıurfa Siverek`ten Karakeçililer
Güneydoğu Anadolu Bölgesi`nde yaşayan Karakeçili aşireti kendilerini Türkmen olarak kabul ediyor ama bu bölgeye yerleştikleri için zamanla Türklüklerini kaybetmişler. Karakeçililerin her yıl düzenlediği şenlikleri yerinde izledik.....
Geçmişleri Oğuzların en eski boylarındanKayıboyuna dayanan Karakeçililer, Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde yaşıyor. Her yıl Söğüt`teki Ertuğrul Gazi Türbesi`nde düzenlenen anma törenlerine katılan aşiret, Türkiye`nin çeşitli bölgelerine yayılmış durumda. Güneydoğuanadolu Bölgesinin`nin 30 köyünde yaşayan Karakeçili aşireti üyeleri ayrıca Ankara, Kırıkkale, Gaziantep ve Bursa`da da kitleler halinde yaşamlarını sürdürüyor. Siverek Karakeçilileri kendilerini Türkmen olarak kabul ediyor. Yaşadıkları köylerin adları da tamamen Türkçe. Ama dilleri Türkçeden farklı bir dil. Tarihçi Tuncer Gülensoy, Karakeçililerin, konuştukları dilin Gürmanç` ağzı olduğunu belirtiyor. Gülensoy, Gürmanç dilini Doğu Anadolu OSMANLICASI` olarak açıklıyor. Ancak konuştukları dilin yüzde 85`i Türkçe kelimelerden oluşuyor. Aşiretin önde gelen liderlerinden Mithat KARAKEÇİLİ "Biz Türk olduğumuzu biliyoruz. Yörede büyük otlaklar olduğu için bu bölgeye yerleşmişiz. Türkan aşireti de bizim gibi bu bölgeye yerleşerek zamanla Türkülerini kaybetmiş. Osmanlı sULTAN II. Abdülhamit, sarayın muhafazası için kendi soyundan gelen Karakeçilileri görevlendirmiştir. Milli Mücadele`de yörenin Fransızlardan kurtarılması için aşiret büyük mücadele vermiş. Cumhuriyet döneminde de devlete sadakatla bağlı kaldık. Son yıllarda GGüneydoğu`da görülen terör olaylarında daima devletimizin yanında yerimizi aldık," diyor.
KARAKEÇİLİLERİN BAYRAMI
Siverek Kaymakamlığı tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen Uluslarası Karakeçililer'nin bu yıl 10.`su gerçekleştirildi. Türkiye`nin çeşitli bölgelerinde yaşayan ve Türkçe konuşan aşiret üyeleri, Siverek ilçesinin Karakeçili köyünde yaşayan, Kürtçe konuşan akrabalarıyla buluştular. Bey çadırının altında mehter takımının çaldığı marşlarla toplanan Karakeçililer, yöresel Türkmen kıyafetlerini bir defileyle sergilediler. Genç kızların sunduğu kıyafetler büyük ilgi gördü. Yine genç kızların dokudukları Karakeçili kilimleri de şenliğe gelenler tarafından kapışıldı. Kilimlerle ve geleneksel sanatlarla ilgili araştırmalar yapan Prof. Dr. Taciser Onuk, " Orta Asya Anadolu" göçer yaşamının İpek Yolu ve Baharat Yolu kanalıyla Anadolu`ya geçmesi, sanata büyük bir katkı sağladı. 10 yıldan beri Karakeçililer üzerinde çalışma yapıyorum. Kullanılan kıyafetler, dokudukları kıl çadırlardaki ve kilimlerdeki motiflerin tümü Orta Asya kökenli," diyor.
KİLİS'ten KARAKEÇİLİLER,
Kilis Merkez Köyü MAĞARACIK'tan Yaşayan, ERTÜRK, YALÇIN, ALYENLİ köyünden Kilis merkeze göçetmiş, DEDEAĞA, yine Mağaracık köyünden Musabeyli İlçesi Balikli Köyüne göçetmiş olan MISIRLIOĞLU, KORKMAZ aileleri Karakeçililerdendir. Musabeyli ilçesinn Fırlaklı köyüde Karakeçililerdendir.
Karaalanı Köyü Karakeçililer: Mardin ilinin Mazıdağı ilçesine bağlı bir Köydür.
KARAKEÇİLLER DERNEKLERİ:
1-Ankara Karakeçililer Derneği
2-Şanlu Urfa Karakeçilileri Derneği
3-http://www.karakecilim.com
4- http://www.karakecili.bel.tr
KİLİS LİSESİ
Lisenin çevresinde dolaştım adım, adım.
Orada bıraktığım yıllarımı aradım.
Bir zaman tünelinden uçtum, gittim bir yere,
Yirmisekiz yıl önce yaşadığım günlere.
Dostluklar bir başkaydı, arkadaşlık bir başka,
Bu lisede kapıldım, ilk sevdaya, son aşka.
O güzeli sevgiyle andığımı kim bilir?
İlk gördüğüm gün gibi yandığımı kim bilir?
Bina aynı taş bina, hava bir başka çeşit,
Hem Çitlembik, hem Çolo, Hem de gitmiş Kaz Reşit...
Dözyem direktör vardı, kulübesi duruyor,
Sanki yine kapıda, kravatı soruyor.
Bu taş bina, bu lise benim için bir anıt,
Yaşam boyu çektiğim özlemlere tek yanıt.
Bir sıra arkadaşım, Mehmet Karataş vardı,
Hayat ne güzel, derdim, ters ters bakar, kızardı.
Lisedeki gençlere bir Nacar vardı, dermiş,
Yazdığım şiirleri ödev olarak vermiş.
Unutmasın geçmişi, hazırlarken yarını,
Bu sevgili gençlerin kırmasın notlarını.
Dünyayı bırakarak giderken, yavaş yavaş,
Sana sonsuz selamlar, aziz dostum Karataş...
Faruk Nafiz geçseydi, Kilis'in lisesinden,
Bir Han Duvarı daha yazar inan, yeniden.
Taş binanın önünde gamlıyım, tasalıyım.
Binlerce yıl yaşasam, ben Kilis Liseliyim.
Zeytin Çeşitleri
Ülkemizde Akdeniz ikliminin hakim olduğu Ege, Marmara, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde, kuzeyde Artvin'den güneyde Hatay'a kadar uzanan kıyı boyunca ve Güneydoğu Anadolu'da Mardin'e kadar olan illerde zeytin yetiştiriciliği yapılır.
Anavatanı Türkiye olan zeytin, bu ekoloji içinde büyük bir çeşit zenginliğine sahiptir. Mevcut zeytin çeşit varlığımızı belirlemek amacıyla 1968 yılında tüm zeytinci bölgeler taranarak tespit edilen 88 zeytin çeşidinden alınan aşı kalemleri Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü'nün Kemalpaşa'daki Üretim ve Araştırma Sahasında çöğürlere aşılanarak Ulusal Zeytin çeşitlerinden oluşan bir koleksiyon bahçesi tesis edilmiştir.
Tüm zeytinci bölgelerdeki araştırma enstitülerinde mevcut zeytin çeşitlerimizle ilgili agronomik ve teknolojik çalışmalar sürüyor.
Ülkemizde yaygın olarak fidan üretimi yapılan çeşitler şunlardır;
Ayvalık
Farklı yörelerde Edremit yağlık, Midilli ve Şakran olarak da adlandırılır. Ege bölgesinin kuzeyinde Körfez yöresinde Balıkesir'in Edremit, Ayvalık, Havran, Burhaniye ilçelerinde, İzmir'de ve Çanakkale'de yoğun olarak bulunur. Ayrıca fidan satışlarıyla İçel, Antalya, Adana, Kahramanmaraş ve Mardin illerine kadar yayılmıştır.
Meyveleri orta iriliktedir ve %24.7 oranında yağ içerir. Çekirdekleri orta büyüklüktedir.
Genellikle yağlık olarak değerlendirilir. Yağı Altın sarısı renktedir ve meyve kokusu içerir. Kimyasal ve duyusal özellikleri bakımından diğer çeşitlerden elde edilen yağlar içinde birinci sırada yer alır.
Siyah olum döneminde hasat edilerek siyah sofralık olarak değerlendirilir. Son yıllarda meyve eti renginin pembeye döndüğü dönemde pembe çizme zeytin tipinde de işlenmeye başlamıştır.
Gemlik
Gemlik için Trilye, Kaplık, Kıvırcık, Kara gibi adlar kullanılır. Marmara bölgesinin önemi zeytin çeşitlerindendir. Bursa, Tekirdağ, Kocaeli, Bilecik, Kastamonu, İzmir, Manisa, Aydın, İçel, Adana, Antalya, Adıyaman illerinde yetişir. Oldukça geniş bir alana yayılmıştır.
Ülkemizde kamu kurumları ve özel sektör tarafından üretilen zeytin fidanlarının %80'i Gemlik zeytin çeşidi fidanlarıdır. Bu nedenle zeytinciliğin yapıldığı bütün bölgelerde bu çeşide rastlanır.
Meyveleri orta iriliktedir ve %29.9 oranında yağ içerir. Çekirdekleri orta büyüklüktedir.
Siyah sofralık olarak değerlendirilir. Meyveleri yağ bakımından zengin olduğundan sofralık kalite dışındaki daneler de yağlık olarak işlenir.
Memecik
Farklı yörelerde Memecik'e Taş arası, Aşı yeli, Tekir, Gülümbe, Şehir, Yağlık gibi isimler verilir.
Ege bölgesinin güneyinde yoğun olarak bulunur. İzmir, Aydın, Muğla, Manisa, Denizli, Antalya, Sinop, Kahramanmaraş ve Kastamonu'ya kadar uzanan geniş bir coğrafi dağılımı vardır.
Sofralık ve yağlık olarak değerlendirilir. Yağı koyu yeşilimsi-sarı renkte, meyve kokusu kuvvetlidir. Kimyasal ve duyusal özellikler bakımından Ayvalık çeşidi yağlarından sonra ikinci sırada yer alır.
Yeşil olum döneminde hasat edilen meyveler "İspanyol usulüne" göre işlenerek dış Pazar isteklerine uygun özellikte ürün elde edilir. Siyah olum döneminde hasat edilen meyveler de siyah sofralık olarak değerlendirilir.
Domat
Manisa'nın Akhisar, Turgutlu, Saruhanlı; İzmir'in Kemalpaşa, Bornova, Selçuk ve Aydın'ın Söke, Karacasu, Kuyucak ilçelerinde yetiştiriciliği yaygındır.
Meyveleri iri olup %20,6 oranında yağ içerir. Çekirdekleri orta büyüklüktedir ve etten kolay ayrılır.
Yeşil olum döneminde hasat edilen meyveler, çeşitli yollarla tatlandırıldıktan sonra, çekirdekleri çıkartılıp, çekirdek boşluğuna biber, havuç, badem gibi malzemeler doldurularak "dolgumu zeytin" şeklinde işlenir.
Manzanilla
İspanyolların önemli çeşitlerindendir. İspanya dışında Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, İsrail ve Avustralya'da da yetiştiriciliği yapılır.
Son yıllarda ülkemizde de fidan üretiminin başlamasıyla zeytinliklerimize girmeye başlamıştır.
Meyveleri orta büyüklükte, çekirdekleri küçüktür. Meyveleri %20.4 oranında yağ içerir.
İspanya'da olduğu gibi ülkemizde de yeşil olum döneminde toplanan meyveler İspanyol usulüne göre yeşil sofralık olarak değerlendirilir.
Samanlı
Tatlı zeytin olarak da adlandırılan bu çeşit, Marmara bölgesinde Karamürsel ve İznik civarında yetiştirilir.
Meyve ve çekirdekleri orta büyüklüktedir. Meyveleri %20.8 civarında yağ içerir. Bünyesindeki acılık maddesi oldukça düşüktür. Kendi ekolojisinde yeşil sofralık olarak değerlendirilir.
Çelebi (İznik)
Bursa'nın İznik, Gemlik, Orhangazi; Kocaeli'nin Gölçük; Bileciğin Osmaneli ve Gülpınarı ilçelerinde yetiştirilir.
Meyve ve çekirdekleri iridir. Meyveleri %20.8 civarında yağ içerir. Yeşil sofralık olarak değerlendirilir.
Eşek Zeytini (Ödemiş)
İzmir'in Ödemiş ilçesi ve civarında yaygın olarak görülen bir çeşittir.
Meyveleri ve çekirdekleri çok iridir. Meyveleri %21.8 oranında yağ içerir. Meyve eti sert olduğundan beklemeye dayanıklıdır.
Daneleri çok iri olduğundan standart dışıdır. Ancak son yıllarda iç ve dış piyasada iri zeytin talebinin artması nedeniyle yeşil sofralık olarak değerlendirilmeye başlamıştır.
Ülkemizde fidan üretimi kendi bölgelerinde sınırlı olarak yapılan veya çeşit değiştirme yoluyla elde edilen çeşitler ise şunlardır;
Çekişte Kırma, Memeli diye isimler de kullanılır. Fakat Ege bölgesindeki Memeli çeşidinden farklıdır. Çekişte, İzmir'in Ödemiş, Kiraz, Torbalı; Aydın'ın Nazilli, Sultanhisar ve Yenipazar ilçelerinde yetiştirilir.
Meyveleri iri, çekirdekleri orta büyüklüktedir. Meyveleri %26.9 oranında yağ içerir.
Genellikle yeşil sofralık olarak kırma zeytin tipinde işlenir. Yağ oranı yüksek olduğundan yağlık olarak değerlendirilir.
Erkence
Ege bölgesinin en erken olgunlaşan çeşididir. Erken olgunlaştığı için bu ismi aldığı söylenir. İzmir yağlık veya yerli yağlık diye de isimlendirilir. İzmir'in zeytinci ilçelerindeki eski zeytinliklerde bu çeşide rastlanır.
Meyvelerinin yağ oranı %25.4 civarındadır.
Yağlık olarak değerlendirilen bu çeşidin yağ kalitesi iyidir.
İzmir'de nemli deniz rüzgarlarının hakim olduğu Karaburun, Çeşme, Urla ve Foça ilçelerinde "Phoma Oleae" adı verilen bir mantarın etkisiyle bu çeşidin meyveleri ağaç üzerinde acılığını kaybeder, meyveler kahverengi bir renk alır. Hiçbir tatlandırma işlemine tabi tutulmadan yenebilir. Buna "Hurma Zeytin" denir.
Uslu
Manisa'nın Akhisar, İzmir'in Kemalpaşa, Selçuk, Muğla'nın Merkez ve Yatağan ilçelerinde bu çeşidin ağaçları yetiştirilir.
Meyve ve çekirdekleri orta büyüklüktedir. Meyveleri %21.5 oranında yağ içerir. Uslu soğuğa hassas bir çeşittir. Bu nedenle erken soğukların olduğu bölgelerde hasat soğuklardan önce yapılır. Meyve eti yumuşak olduğu için hasat ve taşıma sırasında dikkatli olunmalıdır.
Meyveleri tam olgunluk döneminde renk ve tat yönünden uygun olduğundan siyah sofralık olarak değerlendirilir.
Halhalı (Derik)
Güneydoğu Anadolu bölgesinin önemli çeşitlerindendir. Mardin, Hatay, Gaziantep ve Kahramanmaraş illerinde ağaçları vardır.
Meyveleri orta büyüklükte olup çekirdekleri iridir. Meyveleri %21.9 oranında yağ içerir.
Yeşil olum döneminde hasat edilen meyveler "kırma zeytin" tipinde işlenir.
Siyah olum döneminde hasat edilen meyveler ise siyah sofralık ve yağlık olarak değerlendirilir.
Bölge içinde tüketiminin dışında komşu Arap ülkelerine ihraç edilir.
Kilis Yağlık
Güneydoğu Anadolu bölgesinin en önemli yağlık zeytin çeşididir. Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Kahramanmaraş ve Mardin illerindeki zeytinliklerde yaygındır.
Meyveleri çok küçük, çekirdekleri meyveye oranla iridir. Meyveleri %31.8 oranında yağ içerir.
Nizip Yağlık
Güneydoğu Anadolu bölgesinde Kilis yağlıktan sonra ikinci önemli yağlık çeşittir. Gaziantep'in Nizip, Kahramanmaraş'ın Merkez ve Mardin'in Cizre ilçelerinde yetişir.
Meyve ve çekirdek özellikleri Kilis yağlıkla aynıdır. Meyveleri %27.4 oranında yağ içerir
Arbequina irta i18: Yoğun dikime elverişli (1x5m'ye kadar sık dikilebilir). 1,5-2gr meyve ağırlığı vardır. %20-22 yağ verimi, %2'nin altında asit oranı ile kaliteli yağlık bir çeşittir. Dikildikten 2. sene sonra verime yatar, ekonomik verim 4. sene başlar. Adaptasyon yeteneği yüksek bir çeşittir.
Ülkelere Göre Zeytinyağı Üretimi
Üretici Ülkeler
1990 - 1994 ortalaması
2000 - 2005 Ortalaması
2010 - 1015 tahmini ortalama
İspanya
589.000 ton
1.118.000 ton
1.398.000 ton
İtalya
448.000 ton
649.000 ton
815.000 ton
Yunanistan
293.000 ton
386.000 ton
474.000 ton
Türkiye
80.000 ton
120.000 ton
150.000 ton
Kaynak: Olivae (IOOC) Haziran, 2005
Ülkelere Göre Zeytinyağı İhracatı (2003 senesi)
İspanya
433.419 ton
İtalya
185.800 ton
Yunanistan
102.641 ton
Türkiye
42.982 ton
Kaynak: PC-TAS, 2005
Türkiye İstatistik kurumunun rakamlarına göre ise (2004 yılı),
Ülkemizde toplam 107,1 milyon zeytin ağacı vardır, bunların 72,65 milyonu yağlıktır. 1,2 milyon ton yağlık üretimimiz vardır.
Kaynak: http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do
Zeytinyağının piyasa değeri 5ytl/ kg'dır.
Kaynak: tariş 2005 yılı fiyatı
Kişi başına zeytinyağı tüketimini Yunanistan; 21 kg, İtalya;11kg, İspanya 10kg, Tunus;10Kg, Suriye;6.2kg, Portekiz; 5kg ve ülkemizde 1 kg'dır.
Yukarıdaki tablo ve rakamlara göre, dünyada zeytinyağı üretim ve tüketiminde yükselen bir trend vardır. Dolayısıyla zeytinyağına yatırım uzun vadede kazançlı olacaktır. Bahçe kurarken dikkat etmeniz gereken en önemli husus, makineli hasada uygun çeşit kullanmanızdır. Yakın zamanda zeytindeki büyüme hızı, hasatta işçilik problemi doğuracaktır. Zeytin hasat edildikten sonra kısa sürede işlenmesi çok önemli bir kalite unsurudur!
http://www.adatarim.com/fidanlarimiz/zeytin.html SİTESİNDEN ALINMIŞTIR.
KİLİS'TE ÖNEMLİ YÜKSELTİLER:
1-KARUCA veya KARAYÜCE DAĞİ; KİLİS İLİNİN EN YÜKSEK DAĞI OLUP RAKIMI 1231 BU DAĞ ÜZERİNDEN HİTİTLER DÖNEMİNDE KALMA İŞLENMİŞ TAŞLAR BULUNMAKTA OLUP BU İŞİLENMİŞ TAŞLAR BİR KALE KALINTISIDIR.
2-DARMİK DAĞI: KİLİS İLİNİN İKİNCİ YÜKSEK DAĞI OLUP (RAKIMI 1206). BU DAĞ ÜZERİNDE BİR TÜRBE BULUNMAKTADIR.
3-KOTAL DAĞI RAKIMI 852
4-KOTAN DAĞI RAKIMI 854 KOTAL VE KOTAN İKİ KARDEŞ OLUP İSLAM FETİHLERİ SIRASINDA BU DAĞDA ŞEHİT OLMUŞLAR VE BU DAĞA KOTAL VE KORANIN ADI VERİLMİŞTİR. İSLAM FETİHLERİ DÖNEMİNDE BU GRUBUN BİR KISMI FIRLAKLI KÖYÜ VİVARINDA ŞEHİT OLMUŞLAR VE MEZARLARI BURADADIR. AYRICA ÖKKEŞYE HAZRETLERİNİN KARDEŞİ KARABABA YASTICA KÖYÜNDE ŞEHİT OLMUŞ VE YASTICA KÖYÜNDEN KARABABA TÜRBESİ BULUNMAKTADIR.
5-RESULOSMAN DAĞI RAKIMI 974
6-BALİKLİ KÖYÜ CİVARINDAKİ ZEYRAT TEPE RAKIMI 950
7-KALECİK TEPE RAKIMI 954
8-BELEN TEPE BALİKLİ VE HÜSEYİNOĞLU KÖYÜ ARASINDA RAKIMI 920
9-UYLUK TEPE RAKIMI 849 BU KÖYDE ÜNLÜ HALK OZANI KARACA OĞLANIN KÖYÜ OLAN ZOBULAR KÖYÜNÜN HARABESİ BU TEPE CİVARINDADIR.
10-KARADAĞ RAKIMI 953
11-YARIMDAĞ RAKIMI 892
12-TABANCA TEPE RAKIMI 890
13-KÜRDÖREN TEPE RAKIMI 924 RAVANDA KÖYÜNÜN KUZEYİNDE YER ALMAKTADIR.
14-YUKARA BAĞ TEPE RAKIMI: 852 POLATELİ MAĞARACIK KÖYÜNÜN GÜNEYİNDE YER ALMAKTADIR.
15-KARA TEPE RAKIMIM 847.
16-ARI TEPE RAKIMI 895 .
17-KASTEL TEPE RAKIMI 896 KIZIGÖL KÖYÜNÜN GÜNEYİNDE YER ALMAKTADIR.
18-ZİYARET TEPE RAKIMI 910 KIZIGÖL KÖYÜNÜN GÜNEYİNDE YER ALMAKTADIR.
19-ARDIÇLI TEPE RAKIMI 925 KIZIGÖL KÖYÜNÜN GÜNEYİNDE YER ALMAKTADIR
19- KONCADAĞ RAKIMI 854 KALECİK KÖYÜNÜN BATISINDA YER ALIR. BU DAĞ ÜZERİNDE BİR TÜRBE VARDIR. BU DAĞ ÜZERİNDE İNSAN VE KJOYUN FİGÜRLERİNE BENZER KAYA PARÇALARI YER ALMAKTADIR. BİR RİVAYETE GÖRE BU DAĞDA BİR ÇOBAN KOYULARINI OTLATIR İKEN ÇOK ŞİDETLİ BİR RÜZGÂR ÇIKMIŞ. BU RÜZGÂR ÂDETE BİR TUFAN GİBİDİR. ÇOBAN ALLAHA YALVARMIŞ "ALLAHIM BU RÜZGÂRI KES BENDE SANA KURBAN KESECEĞİM DEMİŞ. RÜZGÂR DURUNCA ÇOBAN KURBAN KESMEMİŞ VE "ALLAHIM BEN SENDEN ZENGİN DEGİLİM DEMİŞ." BUNUN ÜZERİNE ÇOBAN VE SÜRÜSÜ TAŞ OLMUŞ. TABİ BU YÖREDE SÖYLENEN BİR RİVAYETTİR.
KİLİS'TE YETİŞEN ÜZÜM ÇEŞİTLERİ:
Kilis’teki üzüm çeşitleri:
1-Tahannebi,
2-Kilis karası,
3-Yörük karası,
4- bertiz kabarcığı,
5-hatun parmağı,
6- tümtümü,
7-kara azezi,
8-saçalı azezi,
9-Antep karası,
10-Adana karası,
11-öküz karası,
12-Muhammediye,
13-kızlar tahtası,
14-künefi,
15-dımışkı,
16-nebi bede,
17-peygamber üzümü,
18-kuş üzümü
19-horoz yüreği,
20-Besni ağ üzümü,
21-cardinal üzümü,
22-beyaz sergi üzümü
23-ihtiyar çökerten üzümü,
24-tilki üzümü,
25-helvacı üzümü,
26-kokulu çavuş üzümü,
27-şiko kozak beyazı üzümü,
28-pembe çekirdeksiz üzüm,
29-pembe germe üzümü,
30-sultani üzümü,
31-perlete üzümü,
32-aramükeri üzümü,
33-öküz gözü üzümü,
34-şam üzümü,
35-şarabi üzümü,
36-yediveren üzümü,
37-urumu üzümü,
38-horoz karsı üzümü,
39-şirelik üzümü,
40-hommusu üzümü”
41-Dökülgen üzümü (bundan pekmez yapılır)
42-Hönüsü üzümü
|